Hukuki ve Bilimsel Mütalaa
Bilimsel Mütalaa, Savcılık veya Mahkeme dosyasında çözümü uzmanlık gerektiren noktaların aydınlatılması ve anlaşılır kılınması, tarafların iddialarını bilimsel verilerle desteklemeleri veya karşı tarafın bilim ve fenne aykırı iddialarını çürütmek, dosyada mevcut bilirkişi raporundaki hata ve çelişkileri ortaya koymak, var ise birden fazla farklı bilirkişi raporları arasındaki çelişkiyi ortadan kaldırmak vb. amaçlarla talep edilebilmektedir.
Dava tarafları, doğrudan konusunda uzmanlığı belgelenmiş kişi veya kurumlara başvurarak Bilimsel Mütalaa raporu alabilmektedir. Bunun için mahkeme veya savcılığın talebine ihtiyaç bulunmayıp, taraflar doğrudan başvurabilmektedir. Tarafların kendi belirlediği bir kişi veya kurumdan aldıkları Bilimsel Mütalaa/Uzman Mütalaası Raporu ile doğrudan Savcılık ya da Mahkemece görevlendirmiş bilirkişilerin düzenledikleri rapor arasında hukuki açıdan bir fark veya üstünlük bulunmamaktadır. Her iki rapor türü de savcılık ya da mahkeme dosyasındaki “takdiri deliller” arasında kabul edilmekte olup olayı açıklayan bilgilendirici niteliği gereği mahkemeyi aydınlatma niteliği bulunsa da mahkeme bilirkişi raporuna uymakla yükümlü değildir.
Haydar Erol, Ceza yargısı alanında; her türlü ihtilaflı ilişki konusunda, 40 yıl süren yargı meslek alanında edindiği bilgi, birikim ve tecrübeleriyle, Yargıtay Onursal Daire Başkanı sıfatıyla, hukuki ve bilimsel mütalaa vermektedir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu, Ceza Yargılamasında taraflara da bilirkişi seçmek yetkisini vererek, onların da ilmi istişareden yararlanabilmesini kabul etmiş ve bunu ilgili hükümlerinde düzenlemiştir (CMK m. 67/6.)
Yargıtay Ceza Genel Kurulu da, 09/10/2007 gün ve 7-336/198 sayılı kararında; soruşturma veya kovuşturma makamlarınca derlenmiş bilirkişi mütalaaları ile tarafların, kendi girişimleriyle aldırmış oldukları özel bilimsel görüşlerin duruşma evresinde tartışılma ve değerlendirilmesi usulünün farklı olmayıp aynı hükümlere tabi olduğuna işaret etmiştir.