Acil Sağlık Hizmeti Dolandırıcılık Yargıtay 15 Ceza Dairesi
Sağlık Bakanlığı’nın 11.05.2000 tarihli Resmi Gazete ’de yayımlanan Acil Sağlık Hizmetleri Yönetmeliği’nin 37. maddesinde “Yataklı tedavi kuruluşları, acil sağlık hizmetlerinin bedelini hizmet sundukları kişinin ödeme imkânları çerçevesinde tahsil ederler” hükmü yer almaktadır.
Yine 2008/13 sayılı Başbakanlık Genelgesi’nin; Birinci maddesinde, “Acil sağlık hizmeti vermekle yükümlü bulunan sağlık kuruluşları, acil vakaları hastanın sağlık güvencesi olup olmadığına veya ödeme gücü bulunup bulunmadığına bakmaksızın kabul edecek ve gerekli tıbbi müdahaleyi kayıtsız-şartsız ve gecikmeksizin yapacaktır. Hiçbir sağlık kuruluşu acil olarak gelen hastalara yeterli personeli veya donanımı olmadığı, ilgili birimi veya boş yatağı bulunmadığı, hastanın sağlık güvencesi olmadığı ve benzeri sebepler ile gerekli acil tıbbi müdahaleyi yapmaktan kaçınmayacaktır” denilmektedir.
Yedinci maddesi uyarınca da, acil olarak sağlık kuruluşuna müracaat eden hastaların acil tıbbi müdahale ve tedavileri yapılırken hiçbir surette tedavi masraflarının nasıl karşılanacağı sorgulanmayacak ve hizmet bedelinin tahsili ile ilgili işlemler acil müdahale sağlandıktan sonra yapılacaktır.
Dokuzuncu maddesinde ise, “Herhangi bir sağlık güvencesi olmayan vatandaşlardan ödeme gücü bulunmayanların acil sağlık hizmeti bedelleri kendilerinden talep edilmeyecektir. Bunlardan kamuya ait sağlık kuruluşlarından ve ayakta teşhis ve tedavi yapan özel sağlık kuruluşlarından acil sağlık hizmeti alanların hizmet bedelleri 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu hükümleri çerçevesinde sağlık kuruluşunun bulunduğu yer sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfından talep edilecektir. Bu konuda gerekli tedbirler ilgili vakıf başkanlıklarınca alınacaktır. Özel hastanelerden acil sağlık hizmeti alanların hizmet bedelleri ise talep edilmesi halinde 2219 sayılı Hususi Hastaneler Kanununun 32 nci, 5393 sayılı Belediye Kanununun 38 inci ve 60 ıncı, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun 18 inci maddeleri gereğince sağlık kuruluşunun bulunduğu yerin belediyesince ödenecektir. Bu amaçla belediyelerce bütçelerine yeterli ödenek konulacaktır” hükmü yer almaktadır.
Bu açıklamalar çerçevesinde somut olayda;
Sanıkların olay günü oyun oynarken düşüp yaralanan sanık N'nın kızı M'ın hastaneye götürülmesi gerektiği, parası olmadığından hastane masraflarını ödeyemeyeceğini ve bu nedenle çocuğunu tedavi ettiremeyeceğini düşünen sanık N'nın diğer sanık B’den yine aynı isimli kızı N’in adına Turhal Kaymakamlığınca düzenlenen yeşilkart sağlık karn’esini istediği, sanık B'ün sağlık karnesini verdiği, sanık N'nın bu karne ile kızı ile ilk önce Zile Devlet Hastanesi Acil servisine müracaat ettiği, ileri tetkik ve tedavi için Turhal'a sevki üzerine aynı karne ile bu kez Turhal Devlet Hastanesinde tedavisini yaptırdığı, tedaviler sırasında M'in M olduğunun beyan edildiği, defterdeki kayıtlar ve belgelerin isme göre düzenlenmesi şeklinde gerçekleşen olayda;
Sanık N'nın kızı M'ın tedavisi ile ilgili olarak acil sağlık hizmet bedellerinin alınamayacağı ve bu nedenle herhangi bir zararın söz konusu olmayacağı anlaşılmakla, sanıklara atılı suçun unsurları bakımından oluşmadığı nazara alınarak beraatlerine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkûmiyetlerine hükmedilmesi, (15.CD.24.5.2012.13458-37769)
Yazar: Erol Hukuk Bürosu